🦨 Dede Korkut Isim Verme Hikayesi

noktahâriç. Dede K orkut Kitâbı milletimizin en büyük kültür varlıklarından biri olarak önde gelen bir destandır. D ede K orkut K itâbı; Dede K orkut’u konu edinen bir önsöz ile on iki destan parçasını ihtivâ etm ektedir. Hikâyelerin hiç birisi tam bir destan değildir. Hepsi birlikte bir destân da m eydâna getirm ezler. Dede Korkut kimdir? Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca 'Dede Korkut'un UNESCO Dünya Somut Olmayan Kültür Mirası Temsili Listesi'ne oy birliğiyle kabul edildiği bildirildi. Peki, Dede Korkut kimdir? İşte Türk edebiyatında kendi adıyla anılan hikâyelerin anlatıcısı yarı efsanevî bilge kişi olan Dede Korkut'la ilgili bilgiler Türk kültüründe isim verme geleneği ve Dede Korkut Hikâyeleri hakkında araştırma yapınız. Kaan Kızı Alim Hatun Destanı. Manisa’nın dağ köyünde yaşayan Kaan çiftçilikle uğraşmaktadır. Küçük bir kulübesi vardır. Eşi Kaan’a her işte yardım eden mütevazı bir kadındır. Evlerinin yanında ki bağda üzüm Yakaladığı her insanı yemeye başladı. Oğuz’dan da insanlar öldü. Oğuz halkı Tepegözü öldürmeye kalkınca daha fenası oldu. Pek çok kişi öldü. Çaresiz kalan Oğuz, Dede Korkut’tan yardım istedi. Dede Korkut Tepegöz ile anlaşmaya oturdu. Günde iki adam beş yüz koyun haraç verme konusunda anlaştılar. DedeKorkut Türk edebiyatının temel taşlarından biridir. Bu eserin mahiyetini en güzel şekilde değerli bilim adamımız Prof. Fuat Köprülü ifade etmiştir, onun fikrince “Bütün Türk edebiyatını terazinin bir gözüne, Dede Korkut Destanını öbür gözüne koysanız, yine Dede Korkut ağır basar” Dede Korkut’un Kutsal Kişiliği: Destanlarda Dede Korkut kerâmet sahibi biridir. Doğa üstü bir manevi güce sahiptir. Destanlarda şu gibi kerametleri görülmüştür; 1- Gelecekten Haber Verme: “Korkut Ata söyledi: Ahir zamanda hanlık tekrar Kayı’ya geçecek. Kimse ellerinden alamayacak, ahir zaman olup kıyamet kopuncaya kadar Dede Korkut’un özlü sözleri, epik ve lirik düz şiirleri ve kendisinin yaşadığı olayların anlatıldığı Dede Korkut Kitabı, 15. yüzyıldan günümüze iki yazma nüsha ile ulaşmıştır. Dede Korkut kültürü bu kitaptan köken almış ancak yazılı kaynaklardan ve sözlü kültürden olmak üzere iki yoldan ilerleyerek Dede Korkut da dua edip gence yiğitliğiyle alakalı bir isim verirdi; “ Bunun adı boz aygırlı Bamsı Beyrek olsun, adını ben verdim yaşını Allah versin.” * Toy etme (Toplantı yapıp karar verme): Oğuzlar mühim konularda karar vermek için toplantı yaparlardı; “Kudretli Oğuz beylerini hep çağırdılar evlerine getirdiler. Buradaoğlunun kılıcını gördüğü an esir düştüğünü anlar ve düşmanla tek başına savaşa girer. Ancak savaşı kazanamaz ve diğer Oğuz Beylerinden yardım ister. Bu yardımla savaşı kazanırlar ve döndüklerinde 7 gün 7 gece boyunca ziyafet çekerler. En sonda Dede Korkut dua ederek hikaye sonlanır. Bu makaleyi 8 dakikada okuyabilirsiniz. Hazırlayan: Yağmur Avşar Necati Demir, Dede Korkut Destanı, Ötüken Neşriyat, İstanbul – 2020. ISBN: -9 Prof. Dr. Necati Demir 20 Nisan 1964’te Ordu’da doğmuştur. 1987’de Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olmuştur. 1992’de Cumhuriyet Üniversitesinde yüksek İnsanlarayardım eder hayır duası alır ve sonunda sağlıklı bir oğlu olur. Oğlan büyür ve Bayındır Han’ın büyük boğasıyla güreşir, kuvvetli yumruğuyla boğayı dizginler ve yener. Şan kazanır Dede Korkut’un iltifatlarına nail olur, babası tarafından da ödüllendirilir. Heröykünün sonunda kopuzuyla ortaya çıkarak Oğuz beylerine, boylarına dualar okur, şiirler söyler. Dede Korkut Hikayeleri Hakkında Bilgi ve Özeti Kısaca. Dede Korkut Kitabinin bugüne değin bulunabilen iki nüshası Dresden ve Va­tikan’dadır. Dresden yazması, kısa bir giriş ile 12 öyküyü içerir, girişin öykülerle bir iRDaha. . .. 10. **Yorum** ->Yorumu Uygulama çok iyi ben beyebdim ->Yazan Duygu 9. **Yorum** ->Yorumu Çok güzel artık burayı kullancam ->Yazan Taha 8. **Yorum** ->Yorumu çok güzel site canım ben hep her konuda bu siteyi kullanıyorum özellikle kullanıcı olmak zorunlu değil ve indirmek gerekmiyor ->Yazan ESRA. 7. **Yorum** ->Yorumu Çok teşekkürler öğretmen ve öğrenciler için çok güzel ->Yazan Reşat Alkan. 6. **Yorum** ->Yorumu ÇOK GÜZEL ZENGİN İÇERİKLİ BİLGİLER VAR TEŞEKKÜRLER ->Yazan HÜLYA 5. **Yorum** ->Yorumu cok guzel Allah razı olsun cok işime yaradı ->Yazan chocobar. 4. **Yorum** ->Yorumu cooooooooooookkkkkkkk güüüzel olmuşşşşş ellerinize kuvvettttt ->Yazan kübra cannn. ->Yazan DISKOCUNKAMIL XD knk ->Yorumu HACILAR BUNU KIM HAZIRLADIYSA ÇOK GÜZEL OLMUS XDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDD. >Yazan Doğukan >Yorum kardeş harbiden hakkını vermek lazım NASIL yapiyonuz Bunları Wayyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyy Beeeeeeeee.. 1. **Yorum** ->Yorumu ♦ Kitabın asıl adı “Kitab-ı Dede Korkut Ala Lisan-ı Taife-i Oğuzan“dır. Anlamı “Oğuzların Diliyle Dede Korkut Kitabıdır. ♦ Kitap bir mukaddimeden ön söz ve boy adı verilen on iki destansı hikâyeden oluşmuştur. Salur Kazan ve Bayındır Han gibi kahramanların, mekân ve zamanın ortak oluşuyla ve her hikâyede Dede Korkut’un ortaya çıkışıyla on iki hikâye birbirine bağlanır. ♦ 9-11. yüzyıllardaki Müslümanlığı yeni kabul etmiş Oğuz Türklerinin inanışlarının, yaşama biçimlerinin, geleneklerinin dile getirildiği hikâyelerde islamiyet öncesi dönemden de izler vardır. ♦ Dede Korkut Hikâyeleri uzun süre sözlü gelenekte yaşatılmış, 15. yüzyılda Doğu Anadolu ve Azerbaycan coğrafyasına egemen olan Akkoyunlular zamanında son şeklini almış ve bu yüzyılın sonlarında yazıya geçirilmiştir. ♦ Oğuz Türkçesiyle yazılan hikâyelerde Arapça, Farsça sözcükler çok değildir. Anlatım hareketli ve canlıdır. Konuya uygun sözcükler ustalıkla kullanılmıştır. Deyim, atasözleri, ikilemeler yönünden zengin örnekler bulunur. ♦ Hikâyelerde Allah sevgisi, peygambere bağlılık, mertlik , misafirperverlik, çocuk sevgisi, kadına verilen değer, kıskançlık gibi konular işlenmiştir. ♦ Dede Korkut hikâyelerinde nazım- nesir bir aradadır. ♦ Düz yazı bölümlerinde sık sık seci düz yazıda uyak kullanılır. Şiir bölümlerinde ise belli bir uyak ve ölçü yoktur. Gerek şiir, gerek düz yazı bölümlerinde sözcük tekrarları ve aliterasyonlarla güçlü bir ahenk sağlanmıştır. ♦ Eser, olağanüstülükler yönünden destana, teknik yönden hikâyeye benzemektedir. Bu hikâyelerin büyük bir destanın parçaları olduğu da düşünülmektedir. Bu yüzden “destansı halk hikâyeleri” adı altında nitelendirilebilir. Destan geleneğinden halk öykücülüğüne geçiş döneminin ürünü de denilebilir. ♦ Bugün elimizdeki iki nüshadan biri tamdır ve Almanya Dresten Kitaplığı’nda bulunmaktadır. Altı hikâyenin bulunduğu eksik nüsha ise Vatikan’dadır. Dede Korkut Hikâyeleri’nden Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanını beyan eder hanım hey, Bir gün Kam Gan oğlu Han Bayındır yerinden kalkmıştı. Sami otağını yeryüzüne diktirmişti Alaca gölgeliği gökyüzüne yükselmişti. Bin yerde ipek halıcığı döşenmişti. Hanlar hanı Bayındır yılda bir kerre ziyafet verip Oğuz beylerini misafir ederdi. Gene ziyafet tertip edip attan aygır, deveden erkek deve, koyundan koç kestirmisti. Bir yere ak otağ, bir yere kızıl otağ, bir yere kara otağ kurdurmuştu. Kimin ki oğlu kızı yok, kara otağa kondurun, kara keçe altına döşeyin, kara koyun yahnisinden önüne getirin, yerse yesin, yemezse kalksın gitsin demiştir. Oğlu olanı ak otağa, kızı olanı kızıl otağa kondurun, oğlu kızı olmayana Allah Taala beddua etmiştir, biz de beddua ederiz, belli bilsin demiş idi. Oğuz beyleri bir bir gelip toplanmağa başladı. Meğer Dirse Han derlerdi bir beyin oğlu kızı yok idi. Söylemiş, görelim hanım ne söylemiş Serin serin tan yelleri estiğinde Sakallı boza çalan çayır kuşu öttüğünde Sakalı uzun müezzin ezan okuduğunda Büyük cins atlar sahibini görüp homurdandığında Aklı karalı seçilen çağda Göğsü güzel koca dağlara gün vuranca Bey yiğitlerin kahramanların birbirine koyulduğu çağda sabahın ilk aydınlığında Dirse Han kalkarak yerinden doğrulup, kırk yiğidini beraberine alıp Bayındır Han’ın sohbetine geliyordu. Bayındır Han’ın yiğitleri Dirse Han’ı karşıladılar. Getirip kara otağa kondurdular. Kara keçe, altına döşediler. Kara koyun yahnisinden önüne getirdiler. Bayındır Han’dan buyruk böyledir hanım, dediler. Dirse Han der Bayındır Han benim ne eksikliğimi gördü, kılıcımdan mı gördü, soframdan mı gördü, benden aşağı kimseleri ak otağa, kızıl otağa kondurdu, benim suçum ne oldu ki kara otağa kondurdu dedi. Dediler Hanım, bugün Bayındır Han’dan buyruk şöyledir ki oğlu kızı olmayana Tanrı Taala beddua etmiştir, biz de beddua ederiz demiştir dediler. Dirse Han yerinden kalktı, der Kalkarak yiğitlerim yerinizden doğrulun, bu garaip bana ya bendendir ya hatundandır dedi. Dirse Han evine geldi. Çağırıp hatununa söyler, görelim ne söyler Deyiş Der Beri gel başımın bahtı evimin tahtı Evden çıkıp yürüyünce servi boylum Topuğunda sarmaşınca kara saçlım Kurulu yaya benzer çatma kaşlım Çift badem sığmayan dar ağızlım Kavunum yemişim düvleğim Görüyor musun neler oldu Download Free PDFDownload Free PDFTurkbilig, 2018Kürşat ÖncülThis PaperA short summary of this paper37 Full PDFs related to this paper Dede Korkut, Oğuz Türkleri’nin bilinen en eski epik destansı hikayeleridir. On iki destansı hikaye ve bir önsözden oluşur. İçerdiği hikayeler tarih boyunca dilden dile, anlatıcıdan anlatıcıya aktarılan birer sözlü gelenek ürünüdür. XV. yüzyılın ikinci yarısında yazıya geçirildiği tahmin edilir. Oğuzların yaşam biçimlerinden, ekonomisine, inançlarından, giyinişlerine, beslenmelerinden içinde yaşadıkları doğaya kadar pek çok konuda bilgi sağlayan bir kaynaktır. 1. Türk dilinin en güzel ve en dikkate değer eserlerinden biri olan Dede Korkut, bir buçuk asra yakın bir zamandan beri bilinmektedir. Bilim dünyasıyla Türk dili ve edebiyatı alanında Dede Korkut Kitabı yahut kısaca Dede Korkut adıyla tanınan eser bir destansı Oğuz hikayeleri mecmuasıdır. Prof. Dr. Fuat Köprülü, eserin değerini “Bütün Türk Edebiyatı’nı terazinin bir gözüne, Dede Korkut Destanı’nı öbür gözüne koysanız, yine Dede Korkut ağır basar.” diyerek ifade etmiştir. 2. Biri Dresden’de, öteki Vatikan’da olmak üzere iki nüshası bulunan bu eserin Dede Korkut adıyla anılmasının sebebi, Dede Korkut adındaki ozanlar pirinin eserin bir nevi hazırlayanı durumunda bulunması, eserde toplanmış olan Oğuz destanlarının onun tarafından düzenlendiğinin gösterilmesidir. Doğru ve iyi bir nüsha olan Dresden nüshasının XVI. asrın ilk yarısında, yanlışları çok ve dili daha yeni olan Vatikan nüshasının ise daha sonra, belki XVI. asrın ikinci yarısında kopyalanmış oldukları tahmin edilmektedir. 3. Dede Korkut adındaki Dede kelimesinin Korkut adı kadar eski olmadığı ve bunun efsanevi Korkut’un yaşlılığını vasıflandırmak için asıl isme sonradan eklendiği şüphesizdir. Tarihi kaynaklarda ve çeşitli Oğuz rivayetlerinde Korkut adının bazen Dedesiz olarak sadece Korkut, bazen de Korkut Ata şeklinde geçmesi bunu açıkça göstermektedir. 4. Kitabın girişi Dede Korkut’u takdim için yazılmış olup iki kısımdan ibarettir. Birincisi hikayelerin kopyalanması sırasında yazılmış olan ve Dede Korkut’u tanıtan kısımdır. Besmeleden sonra başlayan bu kısımda Peygamber zamanına yakın Bayat boyundan Korkut Ata adında bir erin ortaya çıktığı, bu Korkut Ata’nın Oğuz kavminin müşküllerini çözen ve gaipten türlü haberler veren bir kimse olduğu bildiriliyor ve onun hanlığın sonunda Kayılara geçeceğini söylemiş olduğuna işaret edilerek Korkut Ata’nın bununla o dönem hüküm sürmekte olan Osmanlıları kastetmiş olduğu belirtiliyor. 5. Girişin bu kısa tanıtımdan sonra gelen ikinci kısmı ise Dede Korkut’un sözlerine ayrılmıştır. Yine ikiye ayırabileceğimiz bu kısımda önce Dede Korkut’un söylemiş olduğu vecizeler sıralanmakta, sonra da kadınları dörde ayıran sözleri gelmektedir. “Birisi solduran soptur. Birisi dolduran toptur. Birisi evin dayağıdır. Birisi ne dersen bayağıdır.” Bu kadın tiplerinden üçünün istenilmeyen, birinin ise istenilen bir kadın tipi olduğunu görmekteyiz. 6. Bugün elde bulunan Dede Korkut hikayelerinin sayısı on ikidir. Eserin asıl ve büyük nüshası olan Dresden nüshası on iki hikayeyi içine almaktadır. Vatikan nüshasında bunların altı tanesi bulunmaktadır. Dede Korkut hikayelerinin, her biri tek başına bağımsız ve tamam bir hikaye olarak karşımıza çıkmakta, fakat hepsi birden ayrıca büyük bir bütün teşkil etmektedir. İki hikaye de mücadele tabiat ve insanüstü kuvvetlere karşıdır. Birinde Delü Dumrul Azrail’in karşısına çıkar, ötekinde Basat, Depegöz adındaki devi öldürür. Bunların dışında kalan sekiz hikayede mücadele Oğuz beyleri ile kuzeydeki ve batıdaki kafirler arasındadır. 7. Dede Korkut akıl hocalarıdır. Oğuz kavminin bütün müşkülünü o çözer. Dede Korkut aynı zamanda ozandır ve hikayelerde anlatılan her mücadelenin sonunda yapılan şenliklerde kopuz çalıp destanlar söyler. Bütün hikayeler mücadelelerin sonunda onun tarafından düzenlenerek sahiplerine ithaf edilmiştir. 8. Dede Korkut hikayeleri tam bir destan karakterinde olan, tarihi bir vakaya dayanan ve destan tarzında teşekkül etmiş bulunan kahramanlık menkıbeleridir Din büyüklerinin ya da tarihe geçmiş ünlü kimselerin yaşamları ve masalsı işlerini konu edinen öykü. Dede Korkut hikayeleri şekil bakımından destan ile halk hikayesi arasında bir yer tutar. Olayların anlatılışı, vakaların hikayesi mensur olarak geçer, fakat seslenme ve konuşmalar genel olarak manzum şekildedir. 9. Aile çok önemlidir.. Tek eşlilik esastır. Ancak çok zor durumlarda birden fazla kadın alınabilmektedir. Bunun tek örneği Beyrek’in kendisini tutsak bulunduğu hisardan kaçıran Bayburt Beyi’nin kızını almasıdır. Kadınlara çok saygı gösterilir. Gerektiğinde Begil’in karısının yaptığı gibi, kocalarına akıl öğretirler. Kadınlar kocalarının kafir kızlarıyla düşüp kalkmalarını, kafir kızlarının onlara sakilik etmelerini kıskanmazlar. Kocalar karılarına sevgilim diye hitap ederler. 10. Hikayelerdeki hayat tarzı ise göçebe hayatıdır. Yazın yaylaya göçer, kışın ovaya inerler. Evlerin daha ziyade büyük göçebe çadırı şeklinde olduğu anlaşılır. Başlıca hayvanları at, deve ve koyundur. Dede Korkut hikayeleri genel olarak birtakım mücadelelerin destanlarıdır. Bu mücadelelerin ikisi Oğuzlar’ın kendi aralarında geçer. Bunlardan birinde Dirse Han oğlu Buğaç mücadele bir beyin oğlu ile kendi adamları arasında geçer. Ötekinde İç Oğuz ile Taş Oğuz Üç Ok-Boz Ok karşılaşır. Ahlak çok önemlidir. Yalan söz nedir bilmezler. Aralarında bir tek yalan söyleyen vardır, onun da adı Yalancıoğlu kalmıştır. Namus için can verilir. 11. Dede Korkut’taki insan tipinin Alp tipi olduğunu belirtmektedir. Alp tipinin sözlük anlamı da, cesur, kahraman, yiğit, babayiğit, bahadır, pehlivan şeklindedir ama aynı zamanda erdemli ve hünerli bir kişilik anlamına da gelir. Dede Korkut isminin geçtiği en eski tarihi kaynak 1305 tarihli İlhanlı veziri Reşidüddin’in Câmi’üt-Tevarihi’dir. 12. Kan Turalı, savaşta yenilmiştir. Güçsüz düşmüştür. Selcen Hatun onu kurtarmıştır. Kan Turalı bu yardıma karşı değildir ama, kendisinin Selcen Hatun tarafından kurtarılmasının Oğuz toplumunda bilinmesinden kaygı duymakta ve bu yüzden Selcen Hatun’u öldürmek istemektedir. Selcen Hatun, kocası Kan Turalı’ya ikna edici sözler söyler “Bey yiğit! Övünürse er övünsün, aslandır? Övünmeklik, avratlara büthandır! Övünmekle avrat er olmaz! Yüce Allah bilir, ben san munisim, Yar’ım, Kıyma bana!” Kan Turalı’nın, Selcen Hatun’un davranışından çok etkilenir. “Öz canıma kıyayım, sana kıymayayım” diyerek, Selcen Hatun’u sınadığını söyler. “Işıl, ışıl parıldayan ince giysilim, Yere basmayıp yürüyen selvi boylum Kar üzerine kan damlamış gibi kızıl yanaklım Çift badem sığmayan dar ağızlım Kalemcilerin çaldığı kara kaşlım, Kıvrımsı kırk tutam kara saçlım, Aslan soyu, sultan kızı! Ben seni öldürmeye kıyar mıydım! Öz canıma kıyayım, ben sana kıymayayım! Ben seni sınıyordum… “ Kaynak Muharrem Ergin, Dede Korkut Kitabı, Boğaziçi Yayınları, Dede Korkut Hikayelerinde İletişim Belgeleri Dede Korkut Hikayeleri Özeti, kahramanlık içerikli halk hikayeleridir. Kam Gan Oğlu Han Bayındır’ ın beyliğinde geçen ve benzer kahramanlar etrafında dönen 12 hikayeden oluşmaktadır. Bu hikayelerin bir kısmı Türkmenlerin kendi içinde yaşadıkları çatışma ve kavgaları konu alırken, büyük çoğunluğunda düşmanlarla yapılan savaşlar anlatılır. Dede Korkut Hikayeleri’ nden anlaşılacağı gibi Dede Korkut, evliya ve bilge bir zattır. Hikayelerde genellikle karşımıza metinlerin sonunu bağlayan ve insanlara güzel mesajlar vermeye çalışan eren olarak çıkar. Ancak kimi hikayelerde de zor durumda kendisine başvurulan, zor bir iş için kendisinden yardım istenen bilge olarak da bulunmaktadır. Dede Korkut Hikayeleri, konuşma metinlerinde nazım; olayların anlatıldığı satırlarda nesir türü ile yazılmıştır. Dönemden kalan yegane eserler arasında yer aldığı için oldukça değerlidir. Dede Korkut Hikayeleri Özeti Dede Korkut Hikayeleri’ nde 12 ayrı hikaye, aslında birbiri ile ilişkili kahramanlar bağlamında anlatılmaktadır. Bu hikayelerin her birinde bir ya da birden fazla kahramanlık içerikli öyküler, sürükleyici bir üslupla dile getirilmektedir. Kitabın birinci hikayesi Dirse Han Oğlu Boğaç Han’ ın Hikayesi’ dir. Bu hikaye, Kam Gan oğlu Han Bayırdır’ ın yılda bir sefer verdiği ziyarette evladı olmayanları lanetlenmiş’ olarak lanse edip, onları kara çadıra oturtmak istemesi ile başlar. Evladı olmayanlardan Dirse Han, böyle bir ayrımcılığa çok üzülerek Allah’ a kendisine bir çocuk vermesi için yalvarır. Bunun üzerine çocuğu olması için eşinin dediklerini yapar ve sonunda bir oğlu dünyaya gelir. Dirse Han’ ın oğluna 15 yaşındayken bir boğa karşısında gösterilen kahramanlıkla Dede Korkut tarafından Boğaç adı konulur. Hikayenin devamında Boğaç Han’ ın kendisine beylik verilmesine haset eden kırk yiğidin, onu babasına öldürtmek için kurdukları hain plandan ve bu planlar ekseninde gerçekleşen kahramanlık öykülerinden bahsedilir. İkinci hikaye olan Salur Kazan’ ın Evinin Yağmalanması Hikayesi’ nde birinci hikayeden tanıdığımız ve olayların geçtiği Türkmen boyunun Han’ı Bayındır’ ın güveysi Salur Kazan beyleri ile birlikte ava gittikleri sırada otağı Şöklü Melik tarafından yağmalanır. Bu yağma sırasında Salur Kazan’ ın koyunlarını Karacık Çoban korumuştur. Hikayenin devamında Salur Kazan’ ın Karacık Çoban ile birlikte Şöklü Melik’ ten intikam alması anlatılır. Kam Büre Bey Bamsı Beyrek Hikayesi’ nde ise Bamsı Beyrek’ in yiğitlik öyküsü dile getirilir. Bir gün İç ve Dış Oğuzlar’ ı Bayındır Han’ ın sohbetinde bir araya gelir. Bu toplantıda bir oğlu olmadığı için üzülen Büre Bey için beylerin dua etmesiyle Büre Bey’ in bir oğlu dünyaya gelir. Toplantıda Bican Bey’ de beylerden bir kızı olması için dua ister. Onun da duaları kabul olur. Büre ve Bican Bey’ in evlatları beşik kertmesi yapılır. Hikaye, Büre Bey’in oğlunun Bamsı Beyrek adını almak için gösterdiği kahramanlık öyküsü, Bican Bey’ in kızı Bani Çiçek ile karşılaşmasını, Dede Korkut’ un Bani Çiçek’ i deli abisinden istemek için gösterdiği mücadeleyi, daha önceden Bican Bey’ den kızını kendisine verme sözünü alan Bayburt Hisarı Beyi’ nin Bani Çiçek’ i kaçırması üzerine tırmanan olayları anlatılır. Dede Korkut Hikayeleri’ nin diğer hikayeleri de benzer şekilde Türkmenlerin kendi içlerinde ya da kafirlerle yaşadıkları mücadeleleri dile getirir. Akıcı bir üslupla anlatılan hikayelerde Dede korkut, genellikle hikayenin sonunda bağlayıcı olarak karşımıza çıkar ve bu dünya hayatının gelip geçici olduğu ekseninde anlamlı mesajlar verir.

dede korkut isim verme hikayesi