🖼️ Izmirde Depremde En Güvenli Ilçeler

Konutsatışları İzmir’de ilçeler üzerinden toplam olarak yüksek artış sağlamıştır. Nüfusu 1500 bin üzeri olarak İzmir, Çiğli’de 799, Menemen’de 657, Bornovada 556 ve Bayraklı’da 550 konut satışıyla bu dönemi kapatıyor. 2020 yılından İzmir’de en çok konut satış alanlarında birinci sırada Çiğli Geçtiğimiz aylarda Ege Denizi'nde merkez üssü İzmir'in Seferihisar ilçesi açıklarında meydana gelen depremde 114 vatandaşımız hayatını kaybetmişti. Yaralarını yeni yeni saran kentte, bugün de 4.2 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. KANDİLLİ DEPREMİN BÜYÜKLÜĞÜNÜ 4.4 OLARAK GEÇTİ. En olası tarih 4 Nisan olarak görünmektedir. Depremin oluştuğu yer İzmir Körfezidir. Bu depremde İzmirdeki tüm evler zarar görmüştür.Aynı zamanda hem eski Foça hemde yeni Foça harab olmuştur. Psarochanon (Agria) da 13 kişi hayatını kaybetmiştir. Depremde güvenli semtler ve riskli semtler nasıl öğrenilir? E-devlet sitesine girerek arama kutuna ''deprem haritası'' yazın, linke tıkladıktan sonra sizi sayfaya yönlendirecek. Anasayfa GÜNCEL İBB'nin deprem raporunda en riskli ilçeler ve mahalleler belirlendi Buna göre, yüksek riskli ilçeler Avcılar, Fatih, Zeytinburnu, Esenler, Küçükçekmece, Tuzla ve Beylikdüzü olarak belirlendi. İzmir depreminde yeni yapım milyon liralık rezidans dairelerinin de hasar görmesi şaşırttı. İzmir'in Seferihisar ilçesinde meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki depremde can kaybı İzmirKız Öğrenci Yurtları. İzmir. Kız Öğrenci Yurtları. İzmir Kız Yurtları; İzmir'deki tüm kız öğrenci yurtları burada! Ege Ve Dokuz Eylül Üniversitelerine yakın, en iyi ve en rahat Özel Kız Öğrenci Yurtları hakkında bilgi al, en uygun oda fiyatlarını öğren! 10 Üniversite. 32 Aktif Yurt. İzmirin merkez ilçe dahil olmak üzere toplamda 30 ilçesi bulunaktadır. Araba kiralama fiyatları ise ilçeler arasında değişiklik göstermektedir. Araç kiralama fiyatlarının en pahalı olduğu ilçeleri merkez ilçe ve Bornova ilçesidir. Bornova, İzmir’in en çok ziyaret edilen ilçesi olduğundan dolayı fiyatlar neredeyse İzmir’de 30 Ekim’de 6.9 büyüklüğünde meydana gelen şiddetli depremde çok sayıda bina yıkıldı ve hasar gördü. Depremden en çok etkilenen Bayraklı’da büyük korku yaşayan vatandaşlar evlerini değiştirmek istiyor. Herkesin aynı anda ev arayışına girmesi nedeniyle kiralar arttı ve boş ev kalmadı. Daha güvenli evlere taşınmak isteyen vatandaşlar günlerce ev İzmirMevlana Heykeli. Dünyanın, en büyük üçüncü heykeli olan Mevlana Heykeli, Buca’da bulunmaktadır. Buca’nın en yüksek yeri olan Tıngırtepe’ye kaidesiyle gaberesi 23 metre olan ve dikildiği tepeyle birlikte, yer seviyesinden 73 metre yüksekliğe kavuşan Mevlana Heykeli, deniz seviyesinden 160 metrelik yüksekliğiyle, İzmir’in büyük bir kesiminden görülebiliyor. Evindepreme karşı güvenli olduğu nasıl anlaşılır? Depremde İstanbul'da 100 binlerce bina hasar alacak. Depremden en çok etkilenecek ilçeler. CrossKargo - Taşımacılıkta yeni bir dönem başlıyor pdpSKz. 1035 Son Güncelleme 1421 Haber Kaynağı DHA Fotoğraf DHA 14 Eylül 1509'da İstanbul tarihinin en şiddetli depremini yaşadı. Küçük kıyamet Kıyamet-i Suğra denilen depremin ardından Marmara Denizi'nde tsunami meydana geldi. Boyları 10 metreye kadar yükselen dev dalgalar şehirde tufan yaşattı. Yer bilimcilerin son yüzyılda Doğu Akdeniz'de görülen en büyük doğal afet olarak tanımladığı depremin yarın yıl dönümü. YTÜ Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, 1509 depremini "İstanbul'un en sağlam merkezi kesiminde meydana gelen, şimdiki büyüklüğüyle yaklaşık diyebileceğimiz, enerji olarak yaklaşık 3 tane Kocaeli depremi büyüklüğünde, çok büyük bir depremdi" şeklinde tarif etti. 'Marmara depremi beklenenden küçük olabilir' '1509'daki tsunaminin surları aştığı söylenir' Olası bir İstanbul depreminde tsunami dalgaları oluşacağını kaydeden Prof. Dr. Ersoy, "1509 depreminde tsunami de var. Surları aştığı söylenir. Marmara'nın tsunami tarihi de sabıkalı. 4 bin yıl içerisinde kayıtlarda 100'e yakın tsunami var. Yaptığımız kazılarda bunların izlerini bulduk. Kim, 'Marmara kıyılarında tsunami dalgaları olmaz' diyorsa, doğruyu söylemiyor. Bilimsel olarak yanlıştır. Marmara kıyılarında mutlaka tsunami dalgaları oluşabilir. Marmara'nın içerisinde bin metreyi aşkın 3 tane çukur var. Bu çukurların yamaçlarındaki çamurlar, depremlerde sallandıkları takdirde denizaltı heyelanlarıyla tsunamiler oluşabilir" diye konuştu. Çifte deprem tehlikesi Bölgede "çifte deprem" potansiyeli olduğunun da altını çizen Prof. Dr. Ersoy, "Marmara'da bir depremi konuşuyorsak tsunamiyi de birlikte anmamız gerekiyor. Çünkü tarihsel olarak bunlar hep birlikte gerçekleşmiş. Marmara'nın çifte deprem oluşturma özelliği de var. 1999 depreminde merkezleri Kocaeli ve Düzce olmak üzere 2 ayrı yerde 3 tane şiddeti 7'den büyük deprem meydana geldi. Bunun benzeri 1912 ve 1766 yıllarında da yaşandı" dedi. Prof. Dr. Ercan İstanbul’da 2045’ten önce deprem olamaz 'Tsunami dalgaları 5 dakika içerisinde gelebilir' Prof. Dr. Ersoy, tsunaminin sinsi bir şekilde geliştiğine dikkat çekerek şunları kaydetti "Tsunami dalgası o kadar sinsi ki bazen cepheden değil, 'kıyı boyu akıntıları' ile kıyıları süpürerek gelebilir. Hatta iç denizlerde dalgalar karşı kıyıya çarpıp 1 saat sonra dönebilir. Bu dalgalar 5 dakika içerisinde gelebilir. Uzak bölgelerde 20 dakikaya kadar çıkabilir ama her halükarda tsunamiden kaçış planları yapabiliriz. Deprem gibi değil. Kıyılarda, karaların içlerine doğru kaçmamız, yüksek yerlere çıkmamız gerekiyor. Sahildeysek, bir tekne içerisindeysek açık denize gitmemiz gerekiyor. Açık deniz, tsunami ve depremde en güvenilir yerdir. Çünkü deprem dalgaları suyun içerisinden geçmez. Tsunami dalgaları da açık denizde olmaz. Sadece kıyılarda olur. Açık denizler daha güvenlidir." Türkiye'nin 'deprem haritası' 21 yıl sonra yenilendi ' büyüklüğünde deprem öngörebiliriz' Olası depremin büyüklüğü hakkında ise Prof. Dr. Ersoy, "Bir grup araştırmacıya göre 30 yıl içinde yüzde 65 olasılıkla şiddeti 7'den büyük bir deprem olacak. Bunun 19 yılı geçti. Tehlikenin riski artıyor. Yarın da olabilir, 11 yıl sonra da. Tekrarlanma aralıkları genellikle tutar. Sürenin yaklaştığını buradan öngörebiliriz. Marmara için en kötü senaryo 1509 depreminin tekrarlanmasıdır. Yaklaşık şiddetlerinde bir depremi öngörebiliriz" yorumunu yaptı. İstanbul depremi için 3 ihtimal '5 ilçe depremden daha çok etkilenecek' Özellikle Avrupa Yakası'nın sahil kesiminin zemin olarak daha tehlikeli olduğunu kaydeden Prof. Dr. Ersoy, "Aksaray'dan Zeytinburnu'na, Bakırköy'e, Küçükçekmece'ye, Avcılar'a, Büyükçekmece'ye doğru giden sahil kesiminin zemini daha hassas. Dolayısıyla buradaki yapılar depremden daha çok etkilenecek. Bu bölgelerdeki kentsel dönüşümün hızına biraz daha ağırlık vermemiz gerekiyor. İnşaatlar ilçenin zeminine özel yapılmalı. Maalesef sağlam kayalar üzerinde bile inşaat yapmasını bilmiyoruz. Kadıköy'de yaptığınız bir binayı Avcılar'da yapamazsınız. Avcılar'da yaptığınız bir binayı Şişli'de yapamazsınız. Zemin özellikleri birbirinden farklı" dedi. 'Tablo vahim' İstanbul'da 4 milyon konut olduğunu söyleyen Prof. Dr. Şükrü Ersoy şunları kaydetti "Marmara Bölgesi'ndeki 11 ilde 25 milyon insan yaşıyor. 6 milyon konut var. Dolayısıyla tablo vahim. Geçmişte olduysa gelecekte de böyle bir deprem bizi karşılayabilir. Günümüzde de küçük depremler, gelecek depremlerin habercisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Geçmiş depremleri sağlam zeminler üzerinde yaşadık. Gelecek depremleri çürük zeminler üzerinde karşılayacağız. 150 bin ile 300 bin arasında insanın ölmesi demek" diye konuştu. Depremde en güvenilir yer sağlam binalar Prof. Dr. Ersoy, vatandaşlara da görevler düştüğünü belirterek, "Vatandaşlar her şeyi devletten beklemek yerine apartmanlarında, mahallelerinde, sitelerinde örgütlenmeli. İstanbul'da her yıl büyük deprem tatbikatı yapılmalı. AFAD'ın, Kızılay'ın, karar vericilerin, kolluk kuvvetlerinin, arama kurtarma ekiplerinin ve herkesin olacağı deprem tatbikatını her yıl yapmamız gerekiyor. Kentsel dönüşümü iyi yaparsanız depreme karşı güçlü yapılar ortaya çıkarırız. Depremde en güvenli yerler, sağlam binaların içleridir. İnsanları sokaklarda daha büyük tehlikeler bekliyor. Binalarımızı sağlam yapmalı ve eşyalarımızı da sabitlemeliyiz. Bina elbette sağlanacak, sallansın diye inşa edilir. İyi bir mühendislik görmüş bina yıkılmaz" diye konuştu. 20 Kasım 2019 - 1434 - Güncelleme 31 Ekim 2020 - 0004 Son zamanlarda yaşanan depremler sonucu uzmanlar da önemli uyarılarda bulunuyor. Bu anlamda en diken üzerinde olan şehir olarak İzmir görülüyor. Peki İzmir deprem riski olan semtler hangileri? İzmir deprem haritası 2020 verileri haberimizde...İşte İzmir'in deprem için en riskli bölgeleri! Yapılan araştırmalarda İzmir'deki 313 bin binanın kentsel dönüşüm kapsamında yenilenmesi gerekiyor 313 bin binada 1 milyon 650 bin konut ve işyeri yer deprem haritası 2020Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Alim Murathan, İzmir için kritik bir uyarıda bulundu. Murathan, İzmir’de 7,0 büyüklüğünde deprem üretebilecek 13 fay hattımız var’ Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Alim Murathan, İstanbul depreminin ardından önemli açıklamalarda bulunarak, İstanbul’da bir fay hattı varken, İzmir’de 13 ayrı fay hattının olduğuna dikkat çekti. Murathan, kıyı bölgelerinin risk altında olduğunu, söz konusu 13 fayın önemli bir kısmının kent yerleşiminden geçtiğini bir çoğunun kent merkezinden geçtiğine dikkat çeken Murathan, İstanbul depremi kadar İzmir’in de konuşulması gerektiğini söyledi. Murathan, “İstanbul’da deprem üretme potansiyeli olan şimdi tek bir fay hattımız var; Kuzey Anadolu Fay Hattı. Bunun İstanbul segmenti. İzmir’de 7,0 büyüklüğünde deprem üretebilecek 13 fay hattımız var. Bunlar güncel, aktif, diri fay dediğimiz deprem üreten faylar. İzmir aslında tektonik bir kent yani bir fay kenti. İzmir’de 13 fayın önemli bir kesimi kent yerleşiminin içinden geçiyor” diye konuştu.ALÜVYON ZEMİN ÜZERİNE KURULAN HEMEN HEMEN TÜM İLÇELER RİSK ALTINDA’Şu anda İzmir’in kıyıyla bağlantılı güncel alüvyonlar üzerinde kurulan hemen hemen bütün ilçelerinin risk altında olduğunu söyleyen Murathan şunları söyledi“Özellikle bu ilçelerimiz; Karşıyaka, Çiğli, Bayraklı ve aynı şekilde Menemen. Denizle bağlantılı olan ve gevşek zeminler diye tanımladığımız, bizim alüvyon zeminler üzerinde kurulu olan kentler daha risk altında. Daha sağlam kaya üzerine kurulu olan kentler, yerleşim yerleri, daha az risk taşıyor. Bu risk haritalarının oluşturulması talep edilmiş ve bunların ivedi olarak çıkartılması ve yapı inşaat sistemi ile haritalar üzerinde kurgulanması tasarlanmış. Temel riskler, alt yapı riskleri tanımlanmış, enerji hatları, trafo merkezleri ile doğal gaz hatlarının özellikle aktif fay hatlarının geçtiği yerlerdeki kesişme noktalarında özel güçlendirme projelerinin yapılması talep edilmiş.”Jeoloji Mühendisleri Odası olarak İzmir’in depreme hazırlıklı olmadığını düşündüklerini belirten Murathan, “İzmir deprem master raporunun yani 99’da hazırlanan raporun, şu anda revize edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Günün koşullarına uyarlanması gerektiğini ve bu raporun üzerine bir afet planlaması yapılması gerektiğini düşünüyoruz” deprem riski olan semtlerİzmir deprem riski olan semtler hangileri? İzmir deprem haritası 2019 verileri haberimizde...TÜBİTAK kaynaklı araştırmada, İzmir merkez ile Aliağa ve Menemen'de 4'ten büyük depremler tespit ediliyor. İzmir'deki en riskli semtler Bostanlı, Alaybey ve projeyi Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile İzmir Büyükşehir Belediyesi TÜBİTAK'la birlikte İşleri Genel Müdürlüğü Deprem Araştırma Dairesi ile Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi'nin DAUM Müdürü Prof. Dr. Zafer Akçığ, İzmir Metropolü ile Aliağa ve Menemen'de 16 noktaya deprem kayıt istasyonu kurulduğunu 4 milyon TL'ye mal olacağını ifade eden Zafer Akçığ, 4'ten büyük depremleri tespit etmeye başladıklarını, elde edilecek sonuçların 3 yıl sonra rapor halinde resmi kurumlara verileceğini alanındaki depremleri kayıt altına almakla kalmadıklarını söyleyen Akçığ, suni depremler de yarattıklarını ve inceleme yaptıklarını ifade deprem açısından en riskli 20 yer arasında İstanbul ve İzmir'in yer aldığını bildiren Akçığ, ''İstanbul'da dış kaynaklı deprem incelemesi yapılıyor ama İzmir'deki yerli kaynak kullanılarak yapılan en büyük inceleme olacak'' diye BÖLGEDE NE KADAR HASAR OLUŞUR?Projenin ana hedefinin deprem tarihini belirlemek olmadığını kaydeden Zafer Akçığ, ilk amaçlarının İzmir merkez, Aliağa ve Menemen'i yıkılmaktan kurtarmak olduğunu bölgesinde meydana gelebilecek herhangi büyüklükteki bir depremin yaratacağı hasarı tespit etmek istediklerine dikkati çeken Akçığ, şöyle konuştu"Depremin tarihini tahmin edemeyeceğiz ama elde ettiğimiz veriler zaman içinde tarihi tahmin etmeye yönelik çalışmalarda da kullanılabilir. Seferihisar'da büyüklüğündeki bir deprem, Bayraklı Manavkuyu'daki 300 binada hasara yol açabiliyor. Hangi depremin hangi bölgede ne kadar hasar verebileceğini ortaya koymaya çalışacağız. Buna göre yeni kent planları yapılabilir."4 ÖNEMLİ FAY"İzmir'de 7 veya daha üstündeki büyüklükte deprem olmaz" yaklaşımının doğru olamayacağını söyleyen Prof. Dr. Akçığ, kentte tehlike arz eden 4 önemli fay bulunduğunu RİSKLİ SEMTLERSeferihisar-Karaburun, Tuzla, İzmir ve Foça faylarının tehlikeli olduğunu belirten Akçığ, kentte deprem açısından en riskli yerleşim yerlerinin Bostanlı, Alaybey ve Mavişehir gibi deniz kenarı düz alanlar, en güvenli yerleşim yerlerinin ise dağlık kesimler olduğunu söyledi. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kenti afetlere dirençli hale getirmek amacıyla depremsellik araştırması ve zemin davranış modelinin çıkartılması için İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, ODTÜ ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ile imzaladığı protokol kapsamında çalışmalar başlatıldı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, kenti etkileme riski taşıyan deniz ve karadaki fay hatlarının inceleneceği depremsellik araştırması ile Bayraklı, Bornova ve Konak sınırları içerisindeki yaklaşık 10 bin 802 hektarlık alanın zemin yapısı ile zemin davranış özelliklerinin modellenmesini sağlayacak çalışmayı yerinde inceledi. Türkiye’nin en kapsamlı deprem araştırması ve mikrobölgeleme etüt projesi için denizde ve karada başlatılan uygulamalara katılan Başkan Tunç Soyer önce Narlıdere'de paleosismolojik araştırma hendeğine girerek Paleosismoloji Koordinatörü Prof. Dr. Erhan Altunel'den bilgi aldı. Çalışmaların heyecan verici olduğunu söyleyen Başkan Soyer, “Bu şehrin geleceğine dair en önemli adımların atıldığı bir andayız. Kentin yüzyılının planlanacağı, o planlamanın sağlam bir zemin üzerine oturacağı bir çalışma olacak. Bu çalışma İzmir için çok önemli bir kilometre taşı” dedi. Erhan Altunel de İzmir il merkezini referans alan 100 kilometre yarıçapındaki bir alanda 40'a yakın fay zonunda inceleme yapacaklarını GÜVENLİK KARNESİ Başkan Soyer daha sonra Üçkuyular'dan tekneyle Körfez'e açılarak karadan yaklaşık iki buçuk kilometre açıkta süren sondaj çalışmalarını inceledi ve Deniz Araştırmaları Koordinatörü Doç. Dr. Ulaş Avşar'dan bilgi aldı. Soyer, “30 Ekim depremi gösterdi ki bu kentin en büyük önceliği, dirençli bir kent haline dönüşmek. Yani bu şehirde yaşayan insanların, güven duygusu içerisinde yaşamaları. Oturdukları apartmanlarda güven içerisinde olmaları. Yaşadıklarımız, en büyük önceliğimizin bu olduğunu ortaya çıkardı. Biz de bu güven duygusunu yaratabilmek için yapılması gerekenlere kafa yorduk. Bu çalışma kapsamında ilk önce İnşaat Mühendisleri Odası ile yapı envanteri çalışması için protokol imzaladık. Bayraklı’da 33 bin 100 bağımsız birimin deprem güvenliğini ölçmek içi n yaptığımız çalışma neredeyse tamamlandı. Her birine güvenlik karnesi verebilecek hale geldik. Ama bundan çok daha büyük bir çalışmayı ODTÜ öncülüğünde 10 üniversitenin katılımıyla ve 84 akademisyenle başlattık. Türkiye'de ilk, dünyada da örneği çok az olan bir çalışma” depremselliğine ilişkin bütünlüklü bir haritanın daha önce çıkarılmadığını ifade eden Başkan Soyer, ilk kez bu kadar kapsamlı bir çalışma yapıldığını ifade etti. Soyer, “Bu çalışmalarla kentin tsunami ve sismik hareketleri değerlendirilecek, diri fayları belirlenecek, bunların en son ne zaman hareketlendiği ölçülecek. Şu ana kadar bu konuda elimizde sağlıklı veri yoktu. İzmir'in depremselliği ile ilgili çok somut ve net bilgilere ulaşacağız. Böylece bu şehrin gelecek yüzyıl içerisinde nasıl yapılaşması gerektiği, nereye doğru yapılaşması gerektiği, yapılaşırken nelere dikkat etmesi gerektiği konularında daha hayati sorulara yanıt verme imkânı bulacağız” dedi. O nedenle bunun İzmir için çok tarihi bir çalışma olduğunu kaydeden Soyer, “Kentin belki de gelecek yüzyılını kurtaracak bir çalışma olacak. Sadece İzmir için değil burad an çıkacak başarılı sonuçların tüm Türkiye'ye, dünyaya örnek bir model olacağını düşünüyorum” diye HARİTALANDIRILACAKİzmir'de 100 kilometre yarıçapında belirlenen alan üzerindeki faylar haritalandırılacak. Karadaki deprem araştırmalarında bütün dünyada kullanılan hendekli paleosismolojik sistem kullanılıyor. Karada fay güzergâhlarında açılacak hendeklerden alınacak örnekler incelendikten sonra, bu fay zonlarına yönelik deprem üretme potansiyelleri ortaya konulacak. Karada Hendekli Paleosismoloji çalışma ekibinde Prof. Dr. Erdin Bozkurt, Prof. Dr. F. Bora Rojay, Prof. Dr. Erhan Altunel, Prof. Dr. Serdar Akyüz, Prof. Dr. Çağlar Yalçıner, Doç. Dr. Taylan Sançar, araştırma görevlileri Taner Tekin, Tolunay Acer, Erbe Nur Atlı yer SONDAJ YAPILIYORODTÜ Deniz Paleosismolojisi Araştırma ekibi tarafından ODTÜ’ye ait sondaj platformu da Körfez'de sondaj çalışmalarına başladı. Çalışmalar kapsamında deniz tabanından analiz yapmak üzere karot alınacak. Böylece sadece depremlerin paleosismolojik etkisi değil paleotsunami ve deniz tabanındaki gevşek malzeme içinde gelişen paleo heyelanlar üzerine değerlendirmeler de yapılabilecek. Deniz Paleosismolojisi çalışma ekibi de Doç. Dr. Ulaş Avşar ile araştırma görevlileri Akın Çil, Hakan Bora Okan, Kaan Onat'tan KARŞI GÜVENLİ KENT30 Ekim 2020 tarihinde meydana gelen deprem sonrasında Büyükşehir İzmir’i depreme karşı güvenli kent haline getirmek için ve izlenecek yol haritasını oluşturmak amacıyla çeşitli üniversitelerden gelen akademisyenler, afet yönetiminde paydaş kurum ve kuruluşların temsilcileri, ilçe Belediyeleri, meslek odaları ve sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla 11-13 Mart 2020’de “İzmir Depremi Ortak Akıl Buluşması” düzenledi. Buluşmada risk azaltıcı ve koruyucu tedbirlerin bir an önce alınmasının önemi vurgulanarak kentin depremsellik araştırmasının ivedilikle tamamlanması, zemin yapısının ve davranış özelliklerinin belirlenmesi önerilmişti. Jeofizik yüksek mühendisi Prof. Dr. Ahmet Ercan deprem riski bakımından yapıların yüzde 45'inin çok kötü, yüzde 20'sinin de kötü durumda olduğunu söyledi. Ercan, deprem riski bakımından İzmir'in en güvenli ilçesinin Çeşme olduğunu yüksek mühendisi Prof. Dr. Ahmet Ercan, Kuşadası'nda düzenlenen konferansta açıklamalarda bulundu. Ege Bölgesi'nin deprem risklerini anlatan Ercan, İzmir'de körfezin güneyinin güvenli olduğunu söyledi. Türkiye genelinde en büyük deprem çekinceli bölgeleri ve depremlerin tekrarlama yıllarını anlatan Ercan, "Sakarya Çukuru Adapazarı, İzmir, Düzce, Bolu 7-30 yıl, Bingöl Kavşağı Erzincan, Bingöl, Erzurum 30-40 yıl, Güney Marmara Gönen, Manyas, Ulubat 25-30 yıl, Gediz Çöküntüsü Gediz, Demirci, Denizli 15-20 yıl, Menteşe Fethiye, Marmaris,Finike 20-30 yıl" dedi. Yıkım gücü yüksek olan depremlerin yinelemeleri hakkında konuşan Ercan, "Aydın şehir merkezi ile Nazilli'de yıkıcı deprem yineleme süresi 250 yıl. Söke'de 100, Kuşadası'nda ise 50 yıl. Kuşadası'nda en geç 50, en erken 30 yılda bir orta büyüklükte deprem meydana geliyor. Kuşadası'nı etkileyecek olan 6 ile büyüklüğündeki deprem Sisam Adası'nın kuzeyinde olacak. Kuşadası şehir merkezinde Türkmen Mahallesi ile Karaova Mevkisi'ndeki yapılar sarsıntıları ile 4 kat büyüterek yapılara yansıtır. Özellikle Karaova bölgesindekiler bedelini ağır ödeyecekler. Sisam'daki Kuşadası'nı da etkileyecek bir depremin büyüklüğünün fazla olması öngörülüyor" ifadelerini kullandı. Ercan, sözlerine şu şekilde son verdi "İzmir'de depremsellik açısından yapılaşmanın yüzde 45'i çok kötü, yüzde 20'si ise kötü. İyi olan ise sadece yüzde 15. deprem açısından en güvenli bölge ise Çeşme." AFET SENARYOSU VE FARAZİYELER​ İzmir İli ve İlçelerinin tamamı coğrafi bölge olarak Afet İşleri Genel Müdürlüğünce 1996 yılında yayınlanan deprem haritasına göre deprem bölgesinde yer almakta ve doğu-batı doğrultulu normal faylar ile Kuzeybatı-Güneydoğu ve Kuzeydoğu Güneybatı doğrultulu yanal atımlı diri fay hatları ve zonların yer aldığı Horst-Graben türü Çöküntü Havzası” içerisinde bulunmaktadır. 1. TARİHSEL DÖNEMDE ETKİLİ AFETLER DEPREMLER A1900’A KADAR İZMİR’DE HASAR YARATMIŞ DEPREMLER 17 Yılı-Ön Asya İzmir, Efes, Sart, Aydın, Manisa, Alaşehir; Ön Asya’daki 12 önemli İyon şehri yıkılmıştır. Ege bölgesindeki en büyük felaketlerden biridir. 178 Yılı-İzmir; İzmir şehri harap olmuş, pek çok yangın çıkmış, zeminde çatlaklar açılmış, küçük iç liman kapanmıştır. Şehrin inşası için 10 yıl vergilerden muaf tutulmuştur. 688 Yılı-İzmir; İzmir’de şiddetli ve tahripkar bir deprem olmuştur. ölüden bahsediliyor. 1039 Yılı-İzmir; İzmir bu deprem dolayısıyla ağır hasar görmüş, ölüm fazla olmuştur. 20 Mayıs1654-İzmir; Deprem can ve mal kaybına neden olmuştur. 10 Temmuz 1688-İzmir; İzmir’de özellikle deniz kıyısında yoğun hasar oluşmuş, kamu binalarının dörtte üçü yıkılmış, 5000’den daha fazla insan ölmüştür. Eylül 1723-İzmir; Can kaybı olmuştur. 4 Nisan 1739 - İzmir Körfezi; İzmir’deki tüm evler hasar görmüştür. Foça ve Sakız’da hasar büyüktür. 3-5 Temmuz 1778-İzmir; İzmir tamamıyla harap olmuş, bazı yerlerde zemin göçmüştür. Can kaybı fazladır. B İZMİR VE CİVARINDA HASAR YARATAN DEPREMLER 19 Ocak 1909-Foça Magnitüd 5,8; Gediz deltası, Güzelhisar, Menemen ve Foça’da meydana gelen bu depremde 1000 kadar ev hasar görmüştür. 31 Mart 1928-Tepeköy-Torbalı Magnitüd 6,5; İzmir’in güneydoğusunda, Cuma vadisinde Küçük menderes ovasında, kuzeyde Gaziemir’den güneyde Cellat’a binlerce ev harap olmuş, 30 kişi ölmüştür. 22 Eylül 1939-Dikili Magnitüd 6,5; civarında ev hasar görmüş ve 68 kişi hayatını kaybetmiştir. 23 Temmuz 1949-Karaburun-Çeşme Magnitüd 6,6; Sakız adasında Karaburun yarımadasının doğu kısmında, Mordoğan ile yarımadanın kuzeyburnu arasındaki köylerde ve Çeşme yarımadasındaki köylerde ev hasarı olmuş ve 10 kişi hayatını kaybetmiştir. 18 Mart 1953-Yenice-Gönen; 2000 civarında ev hasar görmüş, 265 kişi hayatını kaybetmiştir. 2 Mayıs 1953-Karaburun; Karaburun ve civarında 300 kadar ev hasar görmüştür. 16 Temmuz 1955-Söke-Bolat Magnitüd 6,7; 23 can kaybı olmuş ve 500 kadar ev hasar görmüş. 19 Haziran 1966-Menemen; Menemen`de 100 kadar evin duvarları çatlamıştır. 23 Mart 1969-Demirci Magnitüd 5,9; Demirci ve civarında 1000 kadar evde hasar meydana gelmiştir. 25 Mart 1969-Demirci Magnitüd 6,1; 2000 civarında evde hasar meydana gelmiştir. 28 Mart 1969-Alaşehir Magnitüd 6,5; Alaşehir’de 3700 ev yıkılmış, 41 kişi hayatını kaybetmiştir. 6 Nisan 1969-Karaburun Magnitüd 5,8; 500 kadar ev yıkılmıştır. 1 Şubat 1974-İzmir Magnitüd 5,5; İzmir`de Alsancak, Konak ve Karşıyaka semtlerinde 47 yapıda ağır hasar meydana gelmiş, 2 kişi ölmüş, 7 kişi yaralanmıştır. 9 Aralık 1977-İzmir Magnitüd 4,8; 10 kadar yapıda hasar olmuştur. 16 Aralık 1977-İzmir Magnitüd 5,5; İzmir’de 40 kadar ev hasar görmüş, 20 kişi yaralanmıştır. 14 Haziran 1979-Karaburun Magnitüd 5,7; Karaburun’da 2 ev yıkılmış, 1 kişi yaralanmıştır. 6 Kasım 1992-Doğanbey Magnitüd 6,0; 60 kadar evde ciddi hasar meydana gelmiştir. 24 Mayıs 1994-Karaburun Magnitüd 5,4; Karaburun ve civarında 10 kadar yapıda hasar vardır. 10 Nisan 2003-Seferihisar Magnitüd 5,6; Seferihisar ve Urla ilçelerinde 100 ev ağır 300 ev orta hasar görmüştür. 17-21 Ekim 2005-Seferihisar Magnitüd 5,9; Seferihisar-Urla ilçelerinde 154 ev ağır ve 370 orta hasar görmüştür. HEYELAN, ÇÖKMELER VE KAYA DÜŞMELERİ Zaman zaman meydana gelen heyelan, çökme ve kaya düşmesi olaylarının en önemlileri aşağıda yer almaktadır. a Heyelanlar 1977-Kadifekale; Konutun nakli istenmiş, 882 afetzede hak sahibi olmuş ve Konak-Esentepe, Buca-Tınaztepe’deki afet konutlarına yerleştirilmiştir. Bu ailelerin afet bölgesindeki evleri yıktırılmıştır. 1980-Balçova Kabaoğlu Mevkii; Bu alan boş olup, afet bölgesi ilan edildiğinden Belediyesince inşaata kapatılmıştır. 1980-Yeşilyurt - Limontepe; Afet genel hayatı etkileyici nitelikte değildir 1981-Gürçeşme 3505-3559 Sokak; Birkaç konut etkilenmiş olup, afet genel hayatı etkileyici nitelikte değildir. 1984-Gültepe Millet Mahallesi; 6 Adet konut etkilenmiş olup, afet genel hayatı etkileyici nitelikte değildir. 1984-Narlıdere Ilıca-İnönü Mahallesi; Afet mahalli sınırları Bayındırlık ve İskan Bakanlığı elemanlarınca kroki halinde tespit edilmiş olup, Belediyesince bu alana inşaat izni verilmemektedir. b Çökmeler 1986-Gürçeşme - Ferahlı Mahallesi; Afet genel hayatı etkileyici nitelikte değildir. 1986-Göztepe 119/1 Sokak; İstinat duvarı bina inşaatı temel hafriyat sırasında çökmüş olup, belediyesince istinat duvarı yeniden yapılmıştır. c Kaya Düşmeleri 1962-Asansör; 86 adet konut etkilenmiş, 46 afetzede hak sahibi ilan edilmiş, afetzedelerin Esentepe – Üçkuyular semtindeki afet konutlarına 1972 yılında nakilleri sağlanmıştır. Afetzedelerin eski konutları yıkılmıştır. 1997-Karşıyaka-Cumhuriyet Mahallesi; Söz konusu alan Bakanlar Kurulu’nun tarih ve 9895 sayılı kararları ile “Afete Maruz Bölge” ilan edilmiştir. Ancak, “Afetlerin Genel Hayata Etkililiği’ne” dair yönetmelik hükümlerine göre Genel Hayata Etkili bulunmadığından Bakanlığımızca gerekli önlemlerin mahalli imkanlarca karşılanması gerektiği belirtilmiştir. 2001-Karşıyaka-Çiçek, Alparslan ve Fuat Edip Baksı Mahalleleri; tarihinde Karşıyaka İlçesi, Çiçek, Alpaslan ve Fuat Edip Baksı Mahallelerinde kaya düşmesi olayı sonucu tarihinde Bakanlar Kurulu Kararı ile “Afete Maruz Bölge” ilan edilmiş, ancak, “Afetlerin Genel Hayata Etkililiği’ne” dair yönetmelik hükümlerine göre Genel Hayata Etkili bulunmadığından Bakanlığımızca gerekli önlemlerin mahalli imkanlarca karşılanması gerektiği belirtilmiştir. SU BASKINLARI İlimizde sağanak türü yağışlar sıklıkta olmakta, bunun sonucunda gerek altyapı eksikliğinden, gerek kanal tıkanmalarından veya diğer yapısal bozukluklardan dolayı zaman zaman su baskınları meydana gelmektedir. Genel Hayatı Etkileyen Su Baskınları aşağıda yer almaktadır. 14 - - Kiraz Çatak Köyü; 5 Afetzede hak sahibi olmuş, Kiraz Kırköy mevkiinde metoduna göre konutları yapılmıştır. 1- Çiğli, Menemen, Güzelbahçe, Narlıdere ; tarihinde İlimizde muhtelif ilçelerde meydana gelen su baskını sonucu 67 kişi ölmüş olup, 5 ilçe ve buna bağlı mahallelerde 200 konut , 3 işyeri sahipleri hak sahibi olmuştur. Konutu yıkılan veya ağır hasar gören afetzedelere Noter Kurası sonucu Karşıyaka İlçesi, Örnekköy Mahallesinde konutları dağıtılmıştır. 2. AFET SENARYOSU İlimizin genel afet durumu yukarıda çıkarılmış olup, bu güne kadar yaşanmış afetler de göz önüne alındığında can ve mal kaybına neden olacak afet türünün deprem olduğu sonucuna varılmıştır. İzmir İlinin afet senaryosunda, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Boğaziçi Üniversitesi arasında imzalanan Araştırma Projesi Protokol Sözleşmesi Kapsamında hazırlanan “İzmir Büyükşehir Deprem Master Planı” verileri değerlendirilerek gerekli karşılaştırmalar ve sınamalar yapılmıştır. Buna göre senaryo depremi olarak “İzmir Fayı” üzerinde oluşacak 6,5 büyüklüğünde IX şiddetinde bir depremin göz önüne alınması uygun bulunmuştur. İzmir körfezinin doğusunda, Körfezi güneyden sınırlayan Doğu-Batı doğrultusunda uzanan bu fayın bu depremde 20 km. uzunluğunda ve 10 km. derinliğinde bir parçasının yırtılabileceği ve faylanma mekanizmasının normal olacağı tahmin edilmektedir. Bu nedenle ilimizde bu güne kadar yaşanmış yıkıcı olabilecek en büyük depreme göre hasar durumu, olası can kaybı, yaralı sayıları ve açıkta kalan insan sayıları aşağıda çıkarılmıştır. FARAZİYELERDE KULLANILACAK GENEL BİLGİLER Maksimum şiddet IX Maksimum aletsel büyüklük M İlçe sayısı 9 Merkez İlçe Toplam Nüfus 2 514 927 Şehir 2 455 667 Köy 59 260 Bina Sayısı 377 123 Konut Sayısı Yapı kullanma izin belgelerine göre Türkiye’de son 70 yıl içerisinde meydana gelen depremlerin sonuçları dikkate alınarak 100 yıkık ve ağır hasarlı yapı için - Can Kaybı; en az 3 en çok 10 kişi olarak belirlenmiştir. - Yaralı sayısı olarak dünya istatistikleri ölü sayısının 3 katı değer vermektedir. - Açıkta kalan insan sayısı; yıkık ve ağır hasarlı konut sayısının il veya ilçedeki hane halkı büyüklüğü ile çarpılması sonucu elde edilir. Afet kanuna göre orta hasarlı yapıların onarılmadan kullanımına izin verilmediğinden açıkta kalacak insan sayısı tahminlerine yıkık ve ağır hasarlı konutlara ilaveten orta hasarlı yapılar da dahil edilmek sureti ile daha gerçekçi tahmine ulaşılmıştır. Yol, su, elektrik, kanalizasyon gibi mevcut teknik altyapıda da meydana gelebilecek hasarların tahmini için dünya ortalamaları esas alınmıştır. Bu ortalamaya göre VII-IX şiddetinde hissedildiği yerlerde elektrik ve telefon hatlarının %25’inin, su, gaz ve kanalizasyon hatlarında ise her 100 km’de 15 adet kırılma olacağı kabul edilmektedir. İlimizde can ve mal kaybına neden olabilecek afet, deprem bölgesinde bulunmamız nedeniyle deprem baz alınmış, faraziyeler en kötü olasılığa ve tarihte meydana gelen en büyük depreme göre belirlenmiş olup, İzmir ilinde, İzmir fayının kırılması ile kış mevsiminde Şubat ayında gece sabaha karşı büyüklüğünde bir deprem meydana geldiği kabul edilmiştir. Depremin gece meydana gelmesi nedeniyle uzun süreli ve çok sayıda aydınlatma araçlarına ihtiyaç olacaktır. Afetin meydana gelmesinin hemen sonrasında Emniyet Müdürlüğünün Motorize Ekiplerince mahalle muhtarları ile birlikte mahallinde ilk durum tespiti yapılacaktır. Bunun yanı sıra şehrin genel durumunu anlamak amacıyla Garnizon Komutanlığına ait helikopter vasıtasıyla ön tespitler yapılacak ve tüm bu tespitler Kriz Yönetim Merkezinde İl Kurtarma ve Yardım Komitesince değerlendirilerek Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezine ilk durum bilgileri iletilecektir. Senaryo Depremine Göre Alt Ve Üst Yapıların Hasar Durumları Otoyollar - Köprüler - Viyadükler D300 otoyolu üzerinde yer alan İstihkam 1-2, İkiztepe Osman Kibar, Sanayi II ve Doğanlar Köprüleri ve aynı otoyol üzerinde yer alan Şehitlik, Garaj ve Egemak Köprüleri ile Liman Viyadükü hasar görecektir. Ayrıca, İstihkam, Şehitlik, Eşref Bitlis, İkiztepe, Bozyaka ve Kızılçullu Viyadükleri ile D300 yolu faylanma ve sıvılaşma nedeniyle hasar görecek ve bu değerlendirmelerin ışığında D300 otoyolunun senaryo depreminden oldukça fazla etkilenecek, hatta İzmir–Çeşme hattı kullanılamaz hale gelecektir. D550 otoyol güzergahında yer alan Naldöken ve Zafer Payzın Viyadükleri ile Turan ve Egemak Köprüleri yüksek sıvılaşma ihtimali olan bölgelerde yer almakta olup, sıvılaşma etkisi ile hasar görüp kullanılamaz hale gelecektir. Faylanma ve sıvılaşma dışında otoyolların depremden doğrudan etkilenmeleri çok az olacaktır. Faylanma nedeniyle D300 otoyolunun İzmir Körfezinin güneyinde kalan kısmı tamamen kapanacağından ve ayrıca sıvılaşma nedeniyle D550 otolunun Karşıyaka’da kalan bölümü ile kısmen güneydeki kesimleri hasar görebileceğinden Ulaşım Hizmetleri Gurubunca hasarlı yolların onarımı ve alternatif yolların aktif hale getirilmesi sağlanacaktır. Demiryolu Köprüleri Yeşildere Köprüsünden başlayarak körfezi dolaştıktan sonra Çiğli Deresi Köprüsüne kadar uzanan güzergah üzerindeki köprülerin çoğunluğu yüksek sıvılaşma ihtimali olan bölgelerde yer aldığından, sıvılaşma nedeniyle köprü ayaklarında çökme veya dönme olacaktır. Demiryolu köprülerinin oldukça az hasar göreceği ve kısa zamanda tamir edilerek kullanıma açılabilecektir. Ancak yüksek sıvılaşma bölgesinde yer alan köprü mesnetlerinde sıvılaşma nedeniyle oluşabilecek deformasyonlar nedeniyle bu bölgede yer alan köprüler ulaşıma kapanacaktır. Demiryolu Ray Güzergahları Faylanma etkisi ile vagonlar ve raylar Buca çevresinde hasar görebilir. Vasıta Alt geçit Köprüsünden Manda çayı köprüsüne kadar uzanan ray güzergahı IX şiddet bölgesinde yer almakta olup, raylarda çok hafif ve kısa zamanda tamir edilebilir hasar husule gelecektir. Güzergahın merkez 9 ilçe alanı içinde kalan geri kalan kısmındaki raylarda ise hasar ihtimali azdır. Ancak, Yeşildere Köprüsünden başlayarak körfezi dolaştıktan sonra Çiğli Deresi Köprüsüne kadar uzanan güzergah üzerindeki raylar yüksek sıvılaşma ihtimali olan bölgelerde yer aldığından, sıvılaşma nedeniyle hasar görüp ulaşıma kapanacağından Ulaşım Hizmetleri Gurubunca hasarlı yolların onarımı ve alternatif yolların aktif hale getirilmesi sağlanacaktır. Metro Köprüleri İzmir metro ulaşım sisteminin ilk etabı, güneyde Üçyol ile kuzeydoğuda Bornova’yı birbirine bağlar. km tünel, km viyadük ve km yüzey raylarından oluşur. Üçyol - Üçkuyular arası inşaatı halen devam etmektedir. Metro köprüleri yapısal olarak otoyol köprüleri ile benzerlik arz ettiğinden metro köprülerinin hepsi de Hasarsız veya Hafif Hasarlı olarak değerlendirilmektedir Metro köprülerinin olası bir senaryo depremi altında oldukça güvenli olduğu ve depremi hasarsız, en fazla çok hafif hasarla atlatabilecekleri söylenebilir. Ancak, Hilal ve Stadyum viyadüklerinde faylanma ve sıvılaşmadan dolayı hasar oluşacaktır. Metro Tünelleri Metro güzergâhında aşağıdaki tiplerde tüneller yer almaktadır 1- Delme/Oyma a- Derin TünellerNATM TünelYeni Avusturya Tünel Yöntemi ile projelendirilen ve inşaatı yapılan tünel, Üçyol ve Konak İstasyonları arasında yer almakta olup, yaklaşık km. uzunluktadır. b- İkiz Tünel EPBM Tünel Konak-Çankaya-Basmane İstasyonları arasındaki yaklaşık 1400 metrelik kısımda kazı çapı m. ve iç çapı m. olan iki tüpten oluşan bir tünel bulunmaktadır. 2- Aç/Kapa Tüneller Yeraltı istasyon yapıları aç-kapa yöntemiyle inşa edilmiştir. Kazı yanlarında, yerine göre 60, 80 ve 100 cm. kalınlığında bentonit çamuru ile stabilize edilmiş diyafram duvarlar kullanılmıştır. Kazı tamamlandıktan sonra yapılan iç çerçeve ve yapı üzeri prefabrik kirişler ve yerinde döküm döşeme ile kapatılmıştır. Tüneller yer ivmesinden çok az etkilenmektedir. Ancak, toprak kaymaları, faylanmalar ve sıvılaşma deprem hasarı açısından tüneller için daha etkili olmaktadır. Aç-kapa istasyonların duvar, çatı ve kolonlarında hafif hasar beklenmelidir. Metro Ray Güzergahı Metro ray güzergahının hemen hemen tamamı IX Şiddet bölgesinde yer almakta olup, raylarda kısa zamanda tamir edilebilecek hafif hasar olması beklenebilir. Hilal Viyadüklerinden kuzeye doğru yer alan güzergahta sıvılaşma nedeniyle raylarda hasar görülebilir. Havaalanları İzmir`in güneyinde yer alan Adnan Menderes Hava Limanı sivil ulaşımı sağlayan hava limanıdır. Kuzey’de yer alan Çiğli Havaalanı ise bir askeri hava limanıdır. Hava alanlarında deprem hasarları çeşitli şekillerde olabilir. Terminal binaları, hangarlar, depolar, kontrol kuleleri yapısal hasar görebilirler. Ayrıca, bu yapılardaki mekanik, elektrik ve elektronik aksam hasar görebilir. Uçuş pisti ve uçak park alanları, daha çok sıvılaşma ve zemindeki oturmalardan etkilenir. Çiğli Askeri Hava Limanı yüksek sıvılaşma bölgesinde yer aldığından sıvılaşmadan fazlaca etkileneceği söylenebilir. Adnan Menderes Hava Limanı`nda ise sıvılaşma etkisi görülmemektedir. Limanlar Alsancak Limanı, İzmir körfezinin en büyük limanıdır. Senaryo fayından 6 km. kuzeydedir. Bundan başka Karşıyaka, Alsancak ve Konak’ta daha küçük üç adet liman mevcuttur. Bütün bu limanlar IX şiddet bölgesinde yer aldığından, liman, iskele ve dalgakıranlarda zemin sıvılaşması, zemin oturması ve yayılması nedeniyle çeşitli derecede hasar göreceği söylenebilir. Haberleşme Telekomünikasyon Sistemleri Senaryo alanı dahilinde Merkez postaneleri ve kuleler yer almaktadır. Merkez Postanelerinin ekserisi VII ve IX şiddet bölgelerinde, tek kat ile üç kat arasında değişen betonarme binalardır. Binaların deprem yönetmeliğine göre yapıldığı ve az hasar göreceği farz edilse bile, içlerindeki ankırajsız ekipmanın devrilmesi nedeniyle sistem kullanılamaz hale gelebilir ve depremden sonra telefon kesintisi kaçınılmazdır. Haberleşme Hizmetleri Gurup Başkanlığınca haberleşmenin derhal sağlanması için gerekli önlemleri alacaktır. Elektrik Üretim ve Dağıtım Sistemleri Geçmiş depremlerde Enerji Üretim sistem elemanlarının orta şiddetteki depremlerdeki performansları genel olarak iyi olmuştur. Bunun yanında şiddetli depremlerde uzun süre elektrik kesintileri olmuştur. Bu yüzden, elektriğe bağımlı bu gibi sistemler uzun süre elektrik kesintisine göre önceden önlemlerini almalı ve planlarını ona göre yapmalıdırlar. Elektrik Üretim ve dağıtım sistemindeki en hasar görebilecek bileşenler alt istasyonlar ve bu alt istasyonlarda yer alan devre kesiciler, emniyet şalterleri, transformatörler, porselen insülatörler ve kontrol ekipmanlarıdır. Hasar genellikle ankırajsız veya usulüne göre ankre edilmemiş elektrik ekipmanlarında yoğunlaşır. Porselen insülatörlerin kırılması veya devrilmesi de oldukça yaygındır. İzmir’deki alt istasyonlar 154 kV. ve 380 kV.’luk alt istasyonlardır. Bu voltajlar daha sonra şehir içindeki transformatörlerle kV, 15 kV ve kV’a düşürülür. Envanter verilerine göre dağıtım alt istasyonlarının ve nakil hatlarının ekserisi VIII ve IX Şiddet bölgesinde yer almaktadır. İzmir fayı üzerinde yer alan alt istasyonlar ve elektrik direkleri faylanmanın etkisi ile yapısal hasara uğrayabilir. Transformatörler hasar görebilir, bu da uzun süreli elektrik kesintilerine sebep olabilir. Ayrıca yüksek sıvılaşma bölgelerinde yer alan trafo merkezlerinde elektrik direklerinde ve dağıtım şebekesinde sıvılaşma etkisi ile çeşitli hasarlar meydana gelebilir . Elektrik üretim ve dağıtım sistemindeki herhangi bir hasar, elektriğe bağımlı haberleşme, içme suyu, atık su arıtma tesisleri gibi sistemleri doğrudan doğruya etkiler. İçme suyu İçme suyu, deprem esnasında deprem sonrası yangınları söndürmek, su ihtiyacını gidermek ve temizlik için hayati ehemmiyet taşır. Yakın depremlerde edinilen tecrübeler, içme suyu sistemlerinin yer sarsıntısından, sıvılaşmadan, toprak kaymasından ve faylanmadan dolayı ağır hasar görme ihtimalinin çok fazla olduğunu göstermiştir. Envanter çalışmamıza göre, İzmir’de iki kuyu, 65 pompa istasyonu ve su deposu mevcuttur. İzmir’in suyu Tahtalı, Balçova ve Güzelhisar Barajları ile Sarnıç, Halkapınar, Çavuşköy, Menemen, Göksu, Sarıkız, Karasülük ve Çamaltı kuyularından temin edilir. Yeraltı ve yüzey suları borular ve su kanalları vasıtasıyla depolara ve pompa istasyonlarına taşınır. İçme suyu sistemine ait yapılar, deprem şiddetinin en yüksek elektrikle işlediğinden, deprem sonrası elektrik kesintisinden doğrudan etkilenir ve iş olduğu bölgelerde yer almaktadır. Su depolarına ait borularda kırılma, birleşimde ayrılma ve burkulma hasarları beklenmelidir. Bütün Kuyular ve Pompa İstasyonları göremez hale gelir. Dolayısıyla buralarda acil durumlarda kullanılmak üzere portatif jeneratörler bulundurulmalıdır. Ayrıca körfezin güneyinden başlayarak, körfezi dolaştıktan sonra Çiğli ’ye doğru uzanan kesimde yer alan ana boru hatları yüksek ve orta derecede sıvılaşma etkisine maruzdur. Dolayısıyla bu bölgelerde ana boru hatlarında sıvılaşma hasarları beklenmelidir. Barajlar Toprak dolgu barajlar veya rezervuarlar mühendislik yapıları olmaları ve deprem hesabını içermeleri nedeniyle, geçmiş depremlerde oldukça iyi performans göstermişlerdir. İzmir ve civarında yer alan barajlar şunlardır Tahtalı Barajı Kaya Dolgu, 304 hm3, içme suyu ve sel kontrolü Balçova Barajı Kaya Dolgu, hm3, içme suyu Bostanlı Barajı Kaya Dolgu, hm3, içme suyu ve sel kontrolü Bunlardan Balçova Barajı’nın deprem etkisiyle hasar görerek çevresinde su baskınlarına neden olabileceği değerlendirilmektedir. Benzin İstasyonları Benzin İstasyonları genellikle tek katlı servis binaları, pompalar ve üstü koruyucu çelik sundurma ve yere gömülü benzin depolarından oluşur. Depremde bütün elektrik kesintisinden dolayı pompalar iş göremez hale gelebilir. Servis binasındaki veya sundurmalarda hasar benzin dağıtımını engellemez. Benzin istasyonlarının üzerinde bulunduğu yolların deprem hasarı nedeniyle ulaşıma kapalı olması, o istasyonların kullanım dışı kalmasına neden olabilir. Ayrıca, kış olması, yanıcı, parlayıcı ve patlayıcı malzemeler ile çalışan, depolayan iş yerlerinin bulunduğu Alsancak Limanı, Sanayi Siteleri, Çiğli Atatürk Organize Sanayi Bölgesi, Gaziemir Serbest Bölgesi, Gaziemir Adnan Menderes Hava Alanı, Çiğli Hava Alanı ve Altındağ Tüp Dolum Tesislerinde büyük yangınlar ve patlamalar meydana gelebilecektir. 3. FARAZİYELER İlimizde Şubat ayında sabaha karşı 6,5 büyüklüğünde IX şiddetinde bir deprem meydana gelmiştir. Afetin kış şartlarında meydana gelmesi sebebiyle süratle iskan sorunu ele alınıp öncelikle ilçelerde sağlam kalan sosyal tesisler ile komşu il ve ilçelerdeki sosyal tesislerden yararlanma yoluna gidilecektir. Çadır, battaniye ve ısınma araçları ihtiyacı belirlenerek temin edilecek ve Ek-11’de yerleri belirlenen çadır kentlerin kurulmasına öncelik verilecektir. DSİ Bölge Müdürlüğü’nden alınan bilgiye göre oluşacak bir deprem anında Balçova Barajının ağır hasar görmesi durumunda su baskınına uğrayabilecek yerler Su Baskını Risk Haritasında belirlenmiş olup, su baskınına karşı derhal çalışmalara başlanacaktır. Elektrik ve haberleşme tesislerinin %25`i zarar göreceğinden, elektrik tesislerinin onarımı Gediz EDAŞ, haberleşme tesislerinin onarımı ise Telekom Müdürlüğü tarafından yapılarak, tesisler acilen faal duruma getirilmeye çalışılacaktır. Merkezi 9 ilçede nükleer veya kimyasal sızıntılar meydana gelebilecek sanayi tesislerinin bulunduğu Alsancak Limanında Çevre Hizmetleri Grubu’nca yapılan değerlendirmeler sonucu alınacak önlemler belirlenerek Arama Kurtarma Hizmet Grup Başkanlığınca ekipler bu bölgelere yönlendirilecektir. 9 merkez ilçenin 300 km. uzunluğundaki ana isale hatlarında 45 adet, 3538 km. uzunluğundaki dağıtım hatlarında ise 530 adet kırık oluşacağından ve uzun süre suların kesilebileceğinden, kırıkların tamirine ve halkın kullanabileceği temiz suyun temini çalışmalarına acilen başlatılacaktır. 750 km. uzunluğundaki 9 ilçenin kanalizasyon hatlarında 110-115 adet kırık meydana gelebileceğinden ve uzun süre hizmetin aksayabileceğinden geçici veya seyyar tuvaletler uygun yerlere acilen yerleştirilecektir. Planlamaya esas 9 İlçede toplam binanın yıkık ve ağır hasarlı, binanın orta hasarlı, binanın hafif hasarlı olacağı, yıkılan binalar nedeniyle meskun mahallerdeki ana cadde ve sokakların kapanarak kurtarma çalışmalarının zorlaşabileceğinden derhal bu ana cadde ve sokakların açılma çalışmaları başlatılacaktır. Afet sırasında 9 ilçede, en az en çok kişinin hayatını kaybedeceği, en az en çok kişinin yaralanabileceği ve kişinin de açıkta kalabileceği tahmin edilmektedir. Afetzedelerin şehir dışına göçü ve diğer illerden afet bölgesine girme istekleri ile yıkıntılar ve mevcut viyadük, alt ve üst geçitlerdeki hasarlar nedenleri ile karayolu şebekesinin ve demiryollarının hasar görerek kullanılamaz hale gelebileceği düşünülerek ulaşımın sağlanabilmesi için alternatif yollar belirlenmiştir. Şehirde yağmacılık teşebbüslerinin yoğun olabileceği ve bu nedenle can ve mal güvenliliğinin önem kazanabileceğinden, bu konuda Güvenlik Hizmetleri Grubundan çözüm istenilecektir. İlimizde bölücü, yıkıcı ve irticai unsurlar ile bazı misyoner unsurların ortamdan yararlanarak bölge halkını amaçları doğrultusunda kışkırtabileceğinden Güvenlik Hizmetleri Grubunun bu yönde de çalışma yapması gerekecektir. Yardım maksadıyla gelen dış yardım ekiplerinin istihbarat toplama ve propaganda faaliyetleri içerisinde olabileceği düşünülerek gerekli önlemler Güvenlik 1 ve Güvenlik 2 Hizmet Grupları tarafından alınacaktır. Bölgeye gelen gönüllü yardım ekiplerinin çalışmalarını düzenli bir şekilde yapmaları ve karışıklığa yol açmamaları için Arama ve Kurtarma Hizmetleri Grubunda oluşturulan servisçe yönlendirileceklerdir. Halka doğru ve gerçek bilgileri vererek karışıklıklara meydan verilmeden dedikoduların önlenmesi için Basın ve Halkla İlişkiler Hizmet Grubu derhal çalışmalara başlayacaktır

izmirde depremde en güvenli ilçeler